İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Beykoz Belediye Başkan adayı Alaattin Köseler, Paşabahçe semt pazarı ziyaret etti. Pazar esnafı ve vatandaşla sağanak yağış altında bir araya gelen İmamoğlu, yurttaşlardan gelen sorunları ve görüşleri dinledi.
İmamoğlu ve Köseler’in pazardan sonraki durağı, İBB’nin var olan özel işletme işgaline son vererek, baştan aşağı yenileyip halkın kullanımına sunduğu İBB Beykoz Kır Bahçesi Sosyal Tesisleri oldu.
Tesislerin açılışı nedeniyle; vatandaşlara ekmek arası döner, köfte ve sucuk ikramlarında bulunuldu. İmamoğlu ve Köseler, hizmete giren sosyal tesis bahçesinde, sağanağa aldırış etmeyen çok sayıda Beykozlu tarafından karşılandı.
“O KADAR ÇOK ŞEYİ SIFIRDAN ALDIK Kİ…”
Sosyal tesis içinde konumlandırılan bir alanda, İBB yurtlarında kalan öğrenciler ve Beykoz mahalle muhtarlarıyla bir araya gelen İmamoğlu, burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
“Öğrenci yurtlarımızda şu anda 5 bin 200’e yakın kapasitemiz var. İnşallah 6000’i bu yaz sonu itibariyle, eylülde bulmayı planlıyoruz. Biz, o kadar çok şeyi sıfırdan aldık ki…
Yani tabiri caizse; kreş sıfır. Öğrenciye burs verme sıfır. Öğrenci yurdu sıfır yatak. O kadar çok şey sıralayabilirim ki. Mesela, ‘Anne Kart’ diye bir uygulama yoktu; sıfırdı. Birçok konuda böyle bir durum vardı. Birçok birimimizi açtık. İstihdam Ofisleri hiç yoktu. Şimdi bunlar ne işe yarıyor?
Mesela İstihdam Ofislerinde 200 bine yakın insan, özellikle büyük oranda gençler iş bulabiliyor. Gençlerimiz Anadolu’nun, Trakya’nın muhtelif yerlerinden geliyorlar ve burada -gerçekten dileriz ve isteriz ki öyle hissetsinler- evlerindeki bir konforu yaşıyorlar.
Yaşatmaya çalışıyoruz. Elbette ki ailelerini özlüyorlardır. ama büyük oranda biz onların konforunu sağlayarak, kendilerini güvende hissettikleri ortamda, okul yaşamlarını sürdürsünler istiyoruz.”
“İSTANBUL’DA BİRÇOK İLKİ YAPTIK”
“İstanbul’da birçok ilki yaptık. Yapmaya da devam ediyoruz. Unutulmuş, terk edilmiş ya da bir kenara itilmiş hangi insanımız varsa, hangi kesim varsa; onları hatırlayan, onlara hizmet üreten ve onları asla ıskalamayan bir belediyecilik anlayışıyla hareket ediyoruz.
Siyasetin bir araç olduğunu, asla amaç olmadığını ve hizmet için bu aracı en ahlaklı, en nitelikli bir biçimde yolculuğumuza ışık tutan bir şekle dönüştürdüğümüzü, insanına hizmet eden olmayı hedeflediğimizi, insanların inanın oyunu değil, önce sevgisini ve saygısını kazanmayı ilke edindik.
Bu ilkelerle, 5 yılı aşkın süredir İstanbullularla, kıymetli hemşerilerimle çok sıcak bir temas içerisindeyiz. Bugün de bu güzel mekanı ilk gelip, 2-2,5 sene önce ziyaret ettiğimde, burada bir kiracı ya da bir süre sonra işgalciye dönüşmüş bir özel işletme vardı.
Onların hukuki süreçleriyle, burayı boşaltma süreçleriyle beraber, uzayan zaman diliminden sonra boşaltıldıktan itibaren, biz burayı ziyarete geldik ilçe başkanımızla birlikte. ‘Bir an önce burayı Beykozlulara, İstanbullulara kazandırmalıyız’ dedik. Arkadaşlarım beni mahcup etmedi.
Çünkü ben, ‘Bunu hemen 2024’ün ilk aylarında istiyorum’ demiştim. Bugün itibariyle yoğun çaba, emekle burayı açtılar. Bütün emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Buraya, 2024’ün 31 Mart seçimlerinde Beykoz’daki belediye başkan adayımızı, yol arkadaşımız Alaattin Köseler Başkanımızla geldim.
Ona başarılar diliyorum. İnşallah 1 Nisan’da, Beykoz’da iktidar olarak, Beykoz’a uyanacağız. Değerli dostlar; önümüze bakacağız. Çok çalışacağız.”
“ŞAYET GİDEBİLİRSE HATAY’A, YÜZ BİNLERCE DOSTUMUZA SORAR”
“Arkadaşlarım yolda gelirken, ‘Şimdi gün içinde artık taş atmalara, onlara cevap vermelere dönecek’ dediler. Sayın Kurum -malum İstanbul Belediye Başkanı adayı rakibimiz- bir şey söylemiş; ‘İstanbul bütçesinden bir pay ayırsaydı da 1000 tane konut yapsaydı Hatay’a’ diye.
Önce şunu söyleyeyim: Şayet gidebilirse, tabi bilmiyorum, gidebilirse; gitsin. Orada, deprem sonrası sadece Hatay’da değil… Diğer illerde de çok katkımız oldu.
Ama özellikle Hatay’da görevli olduğumuz için orada neler yaptığımızı, yüz binlerce Hataylı dostumuza, kardeşimize, vatandaşımıza, hemşehrilerimize İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak, nasıl hizmet ettiğimizi gider, sorar; vatandaşlardan cevap alır.
Daha yeni, yaklaşık 1000 kişinin yaşadığı çok değerli bir geçici barınma merkezini açtık. Yine şu anda bir lise inşa etmek üzere temelini attık ve inşallah önümüzdeki eğitim dönemine, aylar sonra bitirip teslim edeceğiz. Hala hizmetlerimiz devam ediyor.
Çok işler yapılması gerekir. Kendi sorumluluklarını savurmak isteyenler ancak böyle taşlar atabilir. Bence Ekrem İmamoğlu’yla uğraşacağına; Maltepe’de, Tuzla’da, Güngören’de 5 yıldır, 7 yıldır, 6 yıldır bitiremediği ve milletin feryatlarını kapımıza kadar gelen insanlarıyla duyduğumuz konutları bitirip, bir an önce teslim etsinler.”
“HER PROJEMİZİ, KENDİ PROJELERİ GİBİ ANLATABİLİR”
“Bir de buradan duyuruyorum: Benim açıkladığım, söylediğim, geçmişten bugüne yaptığımız, 16 milyon insanımızla beraber tasarladığımız her projemizi, kendi projeleri gibi anlatabilir. Zaten anlatıyor. Ben bundan rahatsızlık duymam. Mutlu olurum.
Bizim çünkü her projemiz; halkçı belediyeciliğin, demokrat belediyeciliğin en güzel örneklerini içerir. Aynen buradaki genç arkadaşlarımızın yurtları gibi. Duyuyorum ve biliyorum ki; bir kısım projelerimizi, geçmişten bugüne yaptığımız ve şu an açıkladığımız projelerimizi ilan ediyorlar hemen hemen her gün.
Zannediyorlar ben bundan algınlık göstereceğim. Hayır. Bilakis mutlu oluyorum. Mümkünse, bizim bu projelerimizi de allandıra ballandıra anlatsınlar. Sonuçta 1 Nisan’dan itibaren zaten ne kadar anlatırsa anlatsın, o projeleri biz yapmaya devam edeceğiz. O yolculuk, bizim güçlü yolculuğumuz olacak.
Milletimizin, 16 milyon insanımızın kazanacağı bir seçim yolculuğuna gidiyoruz. Temennimiz ve arzumuz; bu memleketin her bireyinin birbirini sevgiyle, saygıyla karşıladığı bir huzur ortamı. Bu memleketin her insanının değerli olduğunu hissettiği bir ortam.
Siyasi ayrımcılığın olmadığı, etnik kimliğin ayrımcılığa uğramadığı ya da inançların vesaire kim olursa olsun… Bu ülkede, bu şehirde yaşayan, 100 kişilik, 500 kişilik, 1000 kişilik bir grup bile olsa, o grubun bütün hassasiyetleri bizim hassasiyetimizdir.”
“DEVAM ETSİNLER, BİR KİŞİYE HESAP VERMEYE…”
“Yöneticilik böyle bir şeydir. Devlet kültürü böyle bir şeydir. Binlerce yıllık devlet geleneğimiz, bize bunu öğretmiştir. Hele hele Cumhuriyetle birlikte, bizim devlet geleneğimiz taçlanmıştır. ‘Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir.’ Çok değerli bir söz bu.
O bakımdan kimseyi dışarıda bırakmayan bu sistemin hem yılmaz bekçileri olacağız hem bunu geliştiren, en üstün demokrasiyi şehirlerimizden başlayarak ülkemizin her sahtına yayan, en doğru, en güçlü, en bağımsız, en özgür şekliyle yetişen gençlerimizin meslekleriyle beraber bu ülkede bütün özgün fikirleriyle, yaratıcılıklarıyla ülkemizin geleceğine hazırlayan bir süreci hep birlikte yakalamak ve yaşamak istiyoruz.
Bu yolculuk, güçlü bir yolculuktur. Cesur bir yolculuktur. Bu yolculukta başarının dışında, ruhumuzda hiçbir düşünce yoktur. Bu işin arkasında biz, 16 milyon insanımızı hissediyoruz.
86 milyon insanımızın arkamızda olduğu, 16 milyon insanımızın arkamızda olduğu bir süreç. Biz bir tek onlara yüzümüzü döneriz, onlardan bilgi alırız, onlarla paylaşırız, onlara hesap veririz. Birileri devam etsinler, bir kişiye hesap vermeye; biz 16 milyona, 86 milyona hesap vermeye devam edeceğiz.”
İmamoğlu ve Köseler’in Beykoz turu, Onçeşme Meydanı alan düzenleme incelemesiyle son buldu.